30 Haziran 2010 Çarşamba
son gunler
Hic aliskin olmadigimiz sicaklar yasaniyor su sira Belcika'da. Kac gundur 30 derece, geceleri camlari acip yatiyoruz filan o derece, hic aliskin olmadigimiz icin hem seviniyoruz hem de bir taraftan disari cikinca sicaktan bunalmis bir sekilde eve donuyoruz. Bir taraftan cok da soylenmek istemiyoruz tabi, neyimize gerek hava bozar filan sonra.
Havalar boyle guzel olunca her taraf da daha bir canlandi tabi, haftasonlari sokaklarda eglenceler, cocuklarin icinde hoplayabilecegi sisme kaydiraklar vs Ela icin cok eglenceli oldu tabi. Bir de hazir guzel havalari bulmusken sisme havuzunu da dolduruyoruz, butun gun sap sap sularla oynuyor. Turkiye tatilimiz eylul ortasina kalinca ve yalnizca istanbul'a gidebilecegimiz icin elos maalesef bu sene de denizle tanisamayacak, sisme havuzla idare ediyor o yuzden :( gerci o halinden memnun :)
Havalari guzel bulmusken ve sicaklar da daha bu kadar bastirmamisken gecenlerde kucuk bir hayvanat bahcesine gittik, Ela bayildi. Guvercinleri kovaladi, tavsanlari izledi, kecileri elleriyle besledi bu sirada keciler ellerimizi yaladi! Ela'nin cok hosuna gitti, cantamizda ne var ne yoksa kecilere yedirdi :)
On gun sonra bir aksilik olmazsa babane ve kuzen gelicek, ev curcuna olucak, Ela daha da eglenir, en son 5 aylikken gorusmuslerdi. Babanesi kizim gelirken sana ne getireyim dedi, Ela da elbis dedi. Bu ara elbise hastasi, elbis elbis diye dolaniyor giydirince de eteklerinden tutup herkese baaaak diyor! Buyudukce daha da bir cimcime oluyor, birkac gundur bana annecim diyor benim de onu yiyip bitiresim geliyor :)
22 Haziran 2010 Salı
Ben yaptim
Ela'nin yeni odasi icin yaptim bu tabloyu, ilk emzigi ve ilk patikleri, cerceve de tabiki evimizin herseyi Ikea'dan :) Ela'nin odasini beyaza boyayip bir duvarini da acik pembe yapmistik, beyaz cerceveyi de oraya astik, cok yakisti. Slikon yapistiriciyi cok sevdim, bu ara evde ne bulsam onunla yapistirip duruyorum.
18 Haziran 2010 Cuma
Cok guzel hareketler bunlar!
Son gunlerin favori hareketleri:
* Dun aksam beraber yattik, Ela'yi uyutmaya calisiyorum. Kitabimizi okuduktan sonra yanyana yattik, uyku muzigimiz de caliyor. Ela ise her zamanki gibi uyumamak icin son cirpinislarini yapiyor, yok mama yok baba yok lili( bebegi oluyor) yok dandini sayiklayip duruyor, ben de en sonunda hadi artik konusma uyuyoruz dedim ve gozlerimi kapattim uyuyor numarasi yapiyorum. Ela "anne" dedi hic sesimi cikarmadim, birkac kere daha anne der o da uyur diye dusunuyordum ki, birkac kere daha anne dedikten sonra "anne bak" dedi :)
* Disardan iceri bir turlu girmek bilmeyen Ela'yi "hadi iceri gir banyo yapicaz" diye heveslendirip iceri soktum. Iceri girdikten sonra ben ustumu degistirip bir taraftan da Ela'nin kiyafetlerini hazirlarken banyodan anne diye bir ses geldi, banyoya bir gittim ki taytini indirmis ve cikartmis badisinin citcitlarini acmis ve kuvete girmis beni bekliyor :))
* Gecenlerde mantar corbasi vardi yemekte, Ela cok sevdi. Son gunlerde kendi kendine yemek yemek cok hosuna gidiyor, corbayi bile kendi icmeye calisiyor. Onluk de taktirmadigi icin her yer batiyor ve corbanin yarisi dokuluyor ama yine de Ela mutlu diye sesimi cikartmiyorum. Mantar corbasini da boyle hevesli hevesli icerken bir de baktim sonlara dogru kasikla ugrasmayi birakip kaseyi kafasina dikmis iciyor corbasini! :))
* Cok hareketli ve yerinde duramayan bir kizimiz oldugu icin en cok kullandigim kelimelerden biri dikkat et galiba, gecen gun "aman ha dikkat et" dedim, Ela da arkamdan "aman ha" dedi :))
* Parkta oynayip eve donus icin yola cikmis yuruyorduk ki, karsimiza asagidaki cim alan cikti, Ela arkamdan geliyordu sonra anne diye bir ses geldi yine, bir dondum ki cimlerde Banu Alkan gibi yatmis bana siritiyor :) Tabi ben makinemi cikarip da cekene kadar tam olarak yakalayamadim ama olsun yakaladigim kadariyla asagida :)
15 Haziran 2010 Salı
Uyku biraz uyku, butun istegim buydu!
Once yeni dogmus bebek normal iki saatte bir uyanmasi dedim, pasa pasa uyandikca emzirdim. Gazi var ondan uyuyamiyor, ona da yazik dedim pispisladim emzirip geri uyuttum. Sonra dis agrilari basladi, heralde disleri kasiniyor yazik rahatlasin bari dedim emzirdim uyuttum. Ilk 9 ay boyunca beraber sarmas dolas, kucak kucaga uyuduk. Yine de cok uyaniyordu, hatta 5 aylik civariydi saat basi, yarim saatte bir, iki saatte bir olmak uzere gece boyunca 7-8 kere uyaniyordu. Ela gun icinde uyuyup yorgunlugunu atiyordu da, babasi da ben de sabahlari zombi gibi kalkiyorduk. Bu duruma acilen bir cozum bulmaliydim, uykusuzluktan iyice depresif olmaya baslamistim. Elizabeth Pantley'in "The no-cry sleep solution" i bu konuda okudugum ilk kitapti ( Su anda da ayni yazarin toddler icin olan kitabini okuyorum!) Kitap guzel oneriler sunsa da cabuk bir cozum onermiyor bense geceleri Ela'yi emzirirken uykusuzluktan sinirlerim bozulmus bir sekilde agliyordum surekli :( Hayir memeyi emip geri hemen dalsa canima minnet ama yarim saat hatta bazen 1 saati buluyordu yeniden uykuya dalmasi. Yatakta uyuyamiyordu, surekli kucagimda pispislamalar, ninniler ve gecenin bir vakti bilmem kacinci kez evin icinde ordan oraya dolanan ben! 7 aylik civariydi, doktora bu durumu anlattigimda artik gece beslenmesine ihtiyaci yok, gece emzirmelerini kes dedi! O kadar kolaydi sanki, bu sefer Emrah'la isbirligi yapmaya karar verdik, gece uyandiginda Ela'yi Emrah kucagina alip sakinlestirmeye calisiyordu. Gece beslenmesini kesmek icin bana erken gibi geliyordu, o yuzden yine arada emzirsem diye dusunuyordum. Sonra sutumu sagip biberonu da Emrah'a verdim, normalde biberon almayan Ela biberondaki sutu bitirince doktor ne derse desin anladim ki henuz erken. Tatildi, suydu buydu derken Ela 9 aylik olup iyice agirlasmaya basladi, yani artik kucagimda uyutmak da iyice zorlasmaya basladi. Geceleri uyandiginda kanguruya koyup evin icinde oyle dolasip uyutuyordum. Uyuyunca uyandirmadan yatagina koymayi basarabilirsem ne ala, basaramazsam haydi bastan!
Simdi dusunuyorum da geceleri ne cok dolaniyormusum, bana da yazik valla! Neyse sonra baktim ki uykusuzluktan iyice asabim bozuluyor, gun icinde gergin oluyorum gece beslenmesini kesip yataginda uyutmaya karar verdim. Bir sure daha uykusuz kalip bir de bunu denemeliyim dedim, herkesin ove ove bitiremedigi Tracy Hogg'u bir de ben okuyayim bari deyip okudum. Pantley'in de Hogg'un da birlestigi en onemli sey rutindi, uyku oncesi rutinimiz yoktu bizim. Hemen ise koyuldum, uyku oncesi banyo, kitap, meme, dis fircalama ve sonra uyku muzigi esliginde uyku. Bu sefer Tracy Hogg'un yatir/kaldir yontemiyle yatakta uyutmayi denedim, ilk birkac gece biraz zor olsa da genel olarak cok zorlanmadi. Bu sekilde gece beslenmesini de kestim. Daha ilk geceden aylar sonra 4 saat kesintisiz uyuyabilmistik. Zamanla gecede iki hatta bire dusmustu uyanmalarimiz. Gecede bir kere uyanmaya raziydim tabi ben, uyandigi zamanlarda da geri uyutmak epey kolaydi eskisine gore, elimle biraz oynayip maksimum on dakika icinde geri daliyordu yataginda. Bazi donemler sanirim dis donemlerinde daha cok ugrastiriyordu tabi ama hicbir zaman eskisi kadar kotu degildi. Tabi hicbir zaman kolayca da uykuya dalmadi, hep ugrastirdi, hep direndi uykuya ama bunu kabullenmistim tabi.
Zamanla elimle oynayarak uykuya dalma isini abartti, elimle oynamayip elimi resmen tirtiklamaya basladi. Isaret parmagimla basparmagim arasindaki boslugu tirnaklariyla kaziyarak, minciklayarak daliyordu! Her ne kadar yapma etme de desem, o sira elimi de ceksem cok fazla aglayip uykusunu iyice actigi icin, ben de aman uyusun bir an once deyip sesimi cikarmadigim icin elime iyice takmis durumda su sira. Geceleri yine cok SIK uyaniyor kistan beri, ben de kisin gece yataktan cikip onun odasinda uykulu uykulu onu uyutmaya calisacagima getirip yanimda uyuttum cok fazla. Tembellikten, uyku halinden, sabahlari onunla ayni yatakta uyanip oynasmak istemekten, onun geceye daha fazla odasinda devam etmek istemeyip aglamasindan kaynaklandi bu durum biraz da.
Cok fazla olmasa da deliksiz uyudugu geceler de oldu tabi. Hatta bu eve ilk tasindigimizda, ben yeni odasini yadirgar mi acaba diye dusunurken o ilk uc gece ustuste deliksiz uyuyarak beni sok edip bir rekor kirdi. Tabiki devami gelmedi... Ama yataginda deliksiz uyuyarak demek ki elime cok fazla takmamis kafayi, uyuyabiliyor diye dusunmeme sebep oldu. Gece uyanip da yataginda yatmak istemediginde onu zorlamayip yanima almakla dogru yapmisim dedim. Yine haftada bir iki gun deliksiz uyudugu da oluyordu, fakat uzun zamandir nerdeyse 1-1,5 aydir cok fazla uyaniyor, uyandiginda kesinlikle yataginda kalmak istemiyor, yanima gelse bile elimi cok fazla tirtiklayip benim de uykumu kaciriyor, 1-2 saat uyanik kaliyor, agliyor, yatakta oturup uyumak istemiyor vs. Tabi kendimi mi kandiriyorum bilmiyorum ama bu arada dis de cikariyor, ve dis donemlerinde hep uykusu bozuluyor. Disler daha gorunmeden disetleri kabarirken basliyor Ela'da huzursuzluklar, ne zaman ki disi patliyor rahatliyor-rahatliyoruz. Su anda alt azilari yeni patlamis durumda, gece uyanik kalmadan aglamadan ama yine bizim yatakta ( ki bu sorun da degil aslinda yeter ki huzurlu uyusun, uyanik kalip cok fazla aglayip elimi tirtiklamasin) uyuyoruz birkac gundur.
Gectigimiz gunlerde doktor kontrolu vardi. Bu arada burda rutin kontroller ve asilar icin bizdeki saglik ocagi tarzi yerler var, flaman bolgesinde oturuyorsaniz flamanlarin organizasyonuna brukselde ya da walon bolgesindeyseniz walonlarin kurulusuna yonlendiriyorlar sizi, cocuk hastayken bakilmiyor sadece kontrol ve asilar icin. Yeni eve tasinmamizla beraber artik flamanlarinkine gitmeye basladik biz de. Eskisinde sadece boy-kilo-bas cevresi olcumu yapilir, o ay asi varsa asi yapilir, varsa sorular sorulur ve ustun koru cevaplar alinirdi. Ben yine o tarz birsey beklerken gordugumuz muameleye inanamadim. Cok fazla ilgilendiler, yalnizca olcu alip gondermediler, motor gelisimini, yemesini-icmesini, konusmasini tek tek sordu doktor. Hastalandigi zaman goturdugumuz pediatrist bile bu kadar incelemiyordu, cok sasirdim, buralarda pek aliskin degildim. Doktordan sonra bir de bebek hemsiresiyle uzun uzun konustuk, uyku konusundaki sikintilarimi anlattim. Anlatirken de tipik Avrupali elini verme, yataginda yatsin aglar aglar alisir der simdi bosuna sormasa miydim acaba diye de gecirdim icimden. Bunu da soyledi tabi ama eger aglatmayi tercih etmiyorsam baska yontemler de oldugunu soyledi. Biraz konusunca gercekten bu konuda sikinti yasadigimi anladi ve uyku konusunda daha uzman bir hemsireye sizi arattiracagim dedi. Gercekten de bir hafta icinde baska bir hemsire aradi beni ve telefonda uzun uzun konustuk, simdilik Ela'nin odasina bir yatak koyup hicbir fiziksel temasda bulunmadan uyutmayi denememi soyledi, seni yatarken gorsun ama kesinlikle dokunma dedi. Yine uykusuz kalicaksiniz, aglicak ama seni yaninda gorecegi icin odasinda birakip cikmanla ayni olmayacak dedi. Yine bir cozume ulasamazsan ya beni ya da cocuk davranislari uzerine uzmanlasmis bir baska (yine flaman) kurumun adini verip ordan randevu alabilecegimi soyledi. Sadece uyku degil, her turlu sorunda istahsizlik, davranis bozuklugu vs gibi durumda buraya basvuralabiliyor ve tamamen ucretsiz. Cok sasirdim ve devletin bu kadar yardimci olmasi cok hosuma gitti.
Bakalim ben simdilik hemsirenin soyledigi seyi denemedim, birkac gundur yanimizda pek uyanmadan uyudugu icin erteledim yine. Gectigimiz gunlerde daha hemsireyle konusmadan once elimi vermek istemedigimi bundan rahatsiz oldugumu artik elsiz uyumasi gerektigini soyledim. Elimi vermemeyi denedim ama tabiki basarili olamadim, cok fazla agladi, illa ki fiziksel bir temas istedi. Sonraki gunlerde cok hircinca davranip evde surekli bir ciglik, mizirdanma hali basladi. Simdilerde huysuzlugu da azaldigi icin, elsiz uyutmayi denemeye pek de cesaret edemiyorum. Biraz daha buyuyup yataga artik ucumuz de sigmadigimiz zaman nolucak onu bilmiyorum tabi :)
14 Haziran 2010 Pazartesi
Bahce Mahsulu
Labels: 19 aylik, annenin sevdikleri, Belcika, Ela'nin sevdikleri
Yeni evimizin en guzel yani tabiki bahceli olusu, Ela'yla havalar da guzelse disarda bol bol vakit geciriyoruz. Bazen butun gunu bahcede gecirip ustu basi, agzi-burnu toz toprak icinde eve giriyor, keyifli vakit gecirdigi icin bizim de cook hosumuza gidiyor. Su sira en sevdigi sey kucuk sulama kabiyla heryeri sulamak, surekli getirip getirip su kabini doldurmami istiyor. Kimi zaman cicekleri, kimi zaman da ayaklarini suluyor :) Ayaklari islaninca deli oluyor gerci, hemen o anda her ne yapiyorsam birakip ayaklarini temizlemem gerek yoksa piiis piiis diye sinir oluyor :) Pis degil o su diyorum ama yok, hemen ayaklar ve terlikler kurulanacak yoksa rahat yok :)
Bahcenin kucuk bir kismina ben de kendimce biseyler ekiyorum, ilk denemelerim oldugu icin cok acemiyim daha ama ozene bezene Ela'yla beraber attigimiz tohumlarin zamanla birseylere donusmeye baslamalarini izlemek cok keyifli. Marul, tere-roka, ispanak ve de Ela'yi en cok sabirsizlandiran cilekler nihayet oldular. Her seferinde yesil cilekleri gorup "Ela, ham ham" deyip duruyordu, sabirla kizarmalarini bekledi ve ilk cileklerimizi yedik nihayet. Bu kadar cok emek verdik diye mi yoksa gercekten mi cok lezzetliydiler bilmiyorum ama ucumuz de azicik cilegi yemege doyamadik :) Su anda bahceden taze taze topladigim ispanaklarla Ela'ya ogle yemegi pisiriyorum. Henuz pek azlar ama yine de Ela'ya bir ogun cikacak kadar doldurabildim tencereyi :) Sirada domatesler var, daha yeni yeni cicek aciyorlar, bakalim bahcede domatesi gorunce domates sevmeyen Ela domates yiyecek mi?
9 Haziran 2010 Çarşamba
Yardiiimmm....
Son gunlerde Ela'da bir benim de benim krizi basladi. Eve gelen arkadaslarimizin cocuklariyla oyuncaklarini paylasmayi hic istemiyor, bunu normal karsiliyorum aslinda. Daha paylasmayi ogrenmek icin cok kucuk, kriz anlarinda dikkatini baska bir seye cekerek ortami yatistiriyorum. Fakat son zamanlarda isin icinden cikamaz oldum. Arkadasinin elindeki seyi istemekle kalmiyor artik, direkt aliyor, alirken "Elaaa" diyor (benim yani), hatta eger bizim evdeysek isi daha da ileri goturup arkadasini itiyor, ustune bir de ciglik atiyor! Ne kadar dikkati baska yone cekmek istesem de ise yaramiyor, ciglikla karisik bir aglama gurultu kopuyor :(
Dun arkadasim bizdeydi, kizi Ela'dan iki ay kucuk ve Ela'ya gore cok minyon, dolayisiyla Ela onu itip cekistirince kizcagizin cani aciyordu, ne kadar anlatmaya calissam da beni hic dinlemedi. Ikisi de surekli agladi, ustune aksamustune dogru uykusuzluk da eklenince evde bitmek bilmeyen ciglik ve aglama sesinden fenalik geldi. Oyle ki arkadasim kizina yemek yedirmek icin Ela'nin mama sandalyesine oturtunca Ela yine "kalk, kalk" diye krize girdi, diger kizcagiz Ela'nin yuksek sesinden korkup aglamaya basladi, acilen Ela'yi alip biraz kucagimda sakinlestirdim. Kucagimdan mama sandalyesine dogru "Ela Ela" diye bagiriyordu arada ama o sirada zilin calmasiyla dikkati dagildi neyse ki. Aksam arkadasim cocugunu da alip kosarak uzaklasti!
Biliyorum ki bu da bir donem ve gececek ama su sira gercekten nasil davranacagimi sasirmis durumdayim, sadece paylasmama meselesi de degil bu ara herseyi bagirip, ciglik atarak istiyor. Ben de bagirmadan sakince isterse verecegimi bu sekilde bagirirsa vermeyecegimi soyluyorum ama bu sefer ciglikla karisik bir aglama basliyor. Dikkatini baska yone cekebilirsek ne ala, cekemezsek aglamaya devam...
Bazen de birseyi istiyor, veriyorum agliyor geri aliyorum yine agliyor! Sabah birsey yiyordu yarim birakti, "Ela bunu yemiyorsan kaldiriyorum" dedim, bitti diye aglamaya basladi, "hayir bitmedi daha var" dedim, eliyle itti, ben mutfaga dogru giderken yine "bitti bitti" diye agladi.
Bu bir donem gecicek, bu bir donem gecicek, bu bir donem gecicek, bu bir donem gecicek....
:))
3 Haziran 2010 Perşembe
Ela'yla bir gun
Bugun hava superdi burda, malum Belcika'nin hergunu bir baska oldugundan guzel havayi gorunce kacirmadik. Ogle uykusundan sonra evdeki bayat ekmekleri alip, parka gittik ve kugulari-ordekleri bir guzel besledik. Cok komikti, ekmekleri haliyle benim kadar uzaga atamiyor, golun cok da dibine de gidelim istemiyorum, hem bu kugular arsiz nolur nolmaz diye hem de suya dusmesin diye. Neyse ki Ela suya dusmeden ekmekleri bitirebildik. Bir taraftan elimde cantalar, ekmekler, hem ekmek atiyorum hem Ela'ya attiriyorum hem Ela'yi tutuyorum. Ela cok eglendi, sonra ekmeklerimiz bitince doymuslar dedim, doydu doydu diye diye uzaklasti ordan.
Sonra bir arkadasimizi ziyarete gittik, bebekleri var 2,5 aylik, Ela ona bebegim dedi durdu, hatta tam olarak "bebekim" dedi. Galiba ben cok fazla bebegim diyorum, o da bebekim diye dolaniyor ortalikta.
Aksamustu eve geldik, bugunku ikinci dususunu de gerceklestirip bizi korkuttu yine! Sabahtan ben evi supururken nasil becerdiyse supurgenin sopasina cok garip bir sekilde carpti ve yanagi yara oldu. Aksam da koltugun kolcagindan cok ters bir sekilde basinin ustune dustu ama allahtan bisey olmadi. Ama aksam aksam yuregimizi agzimiza getirdi. Butun bunlarin ustune aksam yemekten sonra bahcede yine turlu cambazliklar yapiyordu, sandalyenin kenarina tutunup yukari dogru kolcaktan cikmalar filan, hareketli cocuk da cok fena valla! Simdi alinda hafif kizariklik, yanaginda da ince bir cizikle uyuyor...
Yukaridaki fotograf da gecen haftaki oyun grubundan, tunele girip ucunda beni gorunce guguuuk diyordu surekli, sonra beni elimde makineyle gorunce bu pozu verdi :)
*Bu arada bu kadar yoruldu bugun, guzelce uyusun dimi, nerdeee saat 20.30'da yatti saat su an 23, simdilik 3 kere uyandi, gecemiz nasil gececek bakalim!