Evet hala tek parcayim, bolunemedim. 40.haftanin icinde ilerlemeye devam ediyoruz ve bizim pek nazli minik yavrudan herhangi bir ses seda yok. Iki haftadir dogum iznindeyim, esim de yillik izin ve babalik iznini birlestirdi evde, anneanne ve babaanne geldi coktan, Ela yaz okuluna gitmeyip evde bizimle takiliyor, kisaca maaile oturduk evde sanci bekliyoruz! Miniginse icerde keyfi yerinde olucak ki gelmeye dair en ufak bir isaret bile gondermiyor.
Gun icinde surekli arkadas ve aileden telefon/mesajlar geliyor, hala doguramadin mi, hala bir hareket yok mu diye. Uzgunum ama hala doguramadim valla. Yapacak birsey de olmadigi icin surekli internetten dogal yollarla dogumu nasil tetikleyebilirim gibi seyler okuyup duruyorum. Hergun yuruyus yapiyorum, bol acili-baharatli yiyorum, raspberry leaf tea iciyorum, gunde 6 hurma yiyorum, merdiven inip cikiyorum, pilates topunun uzerinde egzersizler yapiyorum ama yok napsam fayda etmiyor.
Persembe yine kontrolum var, bakalim ne dicekler. Belcikada due date den itibaren en fazla 10 gun bekleniyor, sonra suni sanci veriliyor. Bu da benim pek istemedigim birsey aslinda, bir de birkac arkadasimdan duydugum suni sanciya ragmen acilamayip sezeryana alinma hikayeleri biliyorum ki o da beni iyice geriyor. Bakalim persembe gunu membrane sweep denilen seyi deneyecek doktor, Ela'da ise yaramis 40+2de dogmustu ama bu yontem de her zaman ise yaramayabiliyormus. Bakalim gorucez, simdilik beklemeye devam...
5 Ağustos 2015 Çarşamba
21 Temmuz 2015 Salı
Deneme 1-2
Deneme ses, 1-2
En son 3,5 yil once Elosumun dogum gununde yazmisim, o tarihten kisa bir sure sonra da yeniden calismaya baslayip, is cocuk derken bir daha da maalesef bloguma zaman ayiramaz oldum. Oysa ki simdi geriye donup bakinca ne guzel anilar biriktirmisim diyorum.
Simdi ayni sekilde cok yakinda aramiza katilacak olan ikinci kizimizla maceralarimizi da paylasmak istiyorum. Hazir 6 ay dogum iznine de ayrilmisken iki cocuklu hayatimizdan bahsetmeye bol bol vaktim olur saniyorum. Ya da belki de yaniliyorumdur, iki cocuklu hayat cok daha mesgul olucaktir, bakalim hep beraber gorucez :)
38+3 haftalik hamileyim, beklenen tarih 1 Agustos, bakalim kizimiz erken mi gelicek yoksa ablasi gibi daha mi gec? Hamileligim genel olarak cok rahat gecti, ne zaman hamile kaldim da ne zaman 38. Haftaya geldik hiiic anlamadim. Hem calisip hem de evde zaten ilgilenmen gereken bir cocuk varken insan birsey anlamiyormus. Eladayken 9 ay gecmek bilmemisti. Bu ikinci hamileligim cok cabuk geciverdi, sansliydim yine hic bulanti vs gibi sikayetlerim de olmadi. Bari birkacgun hamileligin sanindandir bulantim olsaydi dedim ama yok :) 38. Haftaya gelene kadar da calistim, bu iki hafta evde bekliyor olucam. Bu hafta biraz dinleniyim de gelsin artik evin yeni minigi. Her ne kadar rahat bir hamilelik geciriyor olsam da, yaza denk gelmesi ve benim karnimin bu sefer coook buyumesi nedeniyle su son gunlerde kendimi cok konforsuz hissediyorum. Yatsam olmuyor, otursam olmuyor ne yapicagimi nasil duracagimi sasirdim. O yuzden hazir hazirliklarimizi da tamamlamisken bizi fazla bekletmeden gelir umarim.
Ela kardesi olacagi ve hatta bir kizkardesi olacagi icin cook cook mutlu. Hergun gun sayiyor ne kadar kaldi diye. Umarim dogduktan sonra da bu hevesi ayni sekilde devam eder. Aralarinda 7 yasa yakin bir fark olucak, o yuzden Ela tam bir abla olucak gibi. Benim aklimdaysa ikisine de ayni sekilde yetebilecek miyim, ya Elayi ihmal edersem, Elayi ihmal etmiyim derken oburune yeterli ilgiyi gosteremezsem, hem Ela kadar cok sevebilecek miyim bir baska bebegi gibi kafamda deli sorular var...Sanirim ikinci cocugunu bekleyen her annenin yasadigi seyler bunlar ama bakalim nasil olucak...
7 Kasım 2011 Pazartesi
3.Yas
Bugun Ela'cigim 3. yasina girdi. Uc yil once ilk dogdugu zamanlar birkac kisi ilk 3 ay zor, ilk 3 ayi atlattiktan sonra kolaylarsin demisti de nasil gecer 3 ay diye dusunmustum. Simdi 3 yil gecti bile, hem de su gibi...
Ela'cik sucicegi munasebetiyle bu onumuzdeki haftayi da evde gecirecek(z). Dogumgunu kutlamalarimiz da ertelendi haliyle. Cicekleri biter bitmez evde ve okulda senliklerle hem 3.yasini hem de ciceklerden kurtulusumuzu kutlayacagiz. Suciceginin 4.gununde cicekler ve kasintilar daha da artti, umarim yarindan itibaren artik azalmaya baslarlar...
Ha bu arada ilk 3 ayi atlattiktan sonra kolaylarsin demislerdi ya, yalanmis o! 3 yasina geliyor kurtulucaz terrible two'dan derken daha da zor bir asamaya gelmisiz haberimiz yok. Benden duymus olmayin ama bizim 3 yas guzeli pek bir sinirli bu son gunlerde, 2 yasi aricak miyiz neyiz, bakalim gorucez... Ne demisler "Her yasin ayri bir guzelligi var!" :)
Ela'cik sucicegi munasebetiyle bu onumuzdeki haftayi da evde gecirecek(z). Dogumgunu kutlamalarimiz da ertelendi haliyle. Cicekleri biter bitmez evde ve okulda senliklerle hem 3.yasini hem de ciceklerden kurtulusumuzu kutlayacagiz. Suciceginin 4.gununde cicekler ve kasintilar daha da artti, umarim yarindan itibaren artik azalmaya baslarlar...
Ha bu arada ilk 3 ayi atlattiktan sonra kolaylarsin demislerdi ya, yalanmis o! 3 yasina geliyor kurtulucaz terrible two'dan derken daha da zor bir asamaya gelmisiz haberimiz yok. Benden duymus olmayin ama bizim 3 yas guzeli pek bir sinirli bu son gunlerde, 2 yasi aricak miyiz neyiz, bakalim gorucez... Ne demisler "Her yasin ayri bir guzelligi var!" :)
4 Kasım 2011 Cuma
Hosgeldin Sucicegi!
Hosgeldin sucicegi, asimizi yaptirmadigimiz icin bekliyorduk seni zaten. Hatta fazla gecikmesin bir an once olsun bitsin demisligim bile vardi birkac hafta once. Ama tam hazir okulu da tatilken arkadaslariyla rahat rahat kutlasin, oynasin eglensin diye dogumgununu birkac gun erken yapmaya karar vermis, butun hazirliklarimizi bitirmisken seni farketmemiz pek hos olmadi! Zavalli Elos sabahleyin kahvaltisini yaptiktan sonra karninin acidigini soyleyince buldum sizi, tam da kahvaltidan sonra dogumgunu elbisesini giyicekti oysa ki! Aceleyle sucicegi degil de baska birsey olmasini umarak doktora gittik, ama yok sen kazandin. Partimizi iptal ettik, gun icinde sayamadigim kadar cok buzdolabini acip acip pastasina bakti Elos. Aksam babasi ve cok sevdigimiz bir arkadasimizla beraber mumlarini ufledi, bir de kirmizi bir elbise gelince hediye olarak butun hayalkirikligi gecti. Ciceklerim gecince arkadaslarim gelicek dogumgunumu yapicaz diyor simdi.
Olur olmadik heryerde cikmadigin, cok fazla kasindirmadigin, ates ve huysuzluk da yapmadigin icin seni affettik sucicegi. Ama soyle diger virus arkadaslarina, zamanlamayi daha iyi yapsinlar kizimi boyle hayal kirikligina ugratmasinlar birdaha...
Olur olmadik heryerde cikmadigin, cok fazla kasindirmadigin, ates ve huysuzluk da yapmadigin icin seni affettik sucicegi. Ama soyle diger virus arkadaslarina, zamanlamayi daha iyi yapsinlar kizimi boyle hayal kirikligina ugratmasinlar birdaha...
30 Eylül 2011 Cuma
Ela , okul ve Flamanca
Okullarin acilmasiyla beraber guya ben de daha cok kendime vakit ayirip biraz aylaklik yapicaktim, ama nerde? Ela'dan 1 hafta sonra ben de haftada 4 gun olmak uzere flamanca kursuna basladim. Eve gel, ortaligi topla, yemek yap ve kostur kostur Ela'yi al, okulda oglenleri pek uyumadigi icin herseyden nem kapan Ela'yi oyala derken aksam 8 gibi ancak oturabiliyorum. Sonra da koltukta uyuklamak suretiyle gunu bitiriyorum genelde.
En son okulun ilk gununu cok iyi gecirdigimizi yazmistim. Evet Ela okulun ilk gunu aglamadi ama ikinci gun okul koridorlari inledi resmen. Onu oracikta o sekilde birakmak zorunda olmak beni de cok fena yapti tabiki. Yolda sonra evde bir posta da ben agladim ve hemen home schooling olaylarini arastirmaya basladim :) Yok o kadar da degil tabi de neden okula veriyoruz ki, ben evde yetistiririm cocugumu moduna girdim. Evde 5 dk kadar aglayip sizladiktan sonra yeniden okula gitmeye karar verdim. Daha once annem burdayken okulun yaninda sote bir yer bulmustuk, ordan Ela'nin sinifini kesmeye karar verdim. Gittim ama Ela gorunmuyordu, zaten otlarin arasindan zar zor sinifin yarisi goruluyor. Herkes yere oturmus ogretmenleri de sarki soyluyordu. En azindan aglama sesi yok diye sevinip eve dondum. Bu arada ben o sote yerden gizlice sinifi gozetlerken etrafta beni goren birkac kisi deliymisim gibi bakti bana. Turkum ben bakmayin oyle dicektim, Turkiye'de olsaydik simdi butun anneler burdan sinifi kesiyor olurdu diye dusundum :) Burda sinifi mudurun odasindan gizli kamerayla izlemek gibi seyler de yok, oysa ki nasil merak ediyorum butun gun orda neler yaptigini, nasil davrandigini...Kiyafetine gizlice kucuk bir kamera yerlestirmek gibi projelerim var aslinda :)
Ben onun neler yaptigini merak eder dururken okulun 3.gunu aksami hayatimizin ilk veli toplantisina davet edildik. Saat saat neler yaptiklarini gun icinden cekilmis fotograflarla gosterdi ogretmenleri, bizim de biraz olsun merakimiz gecti tabi.
Sonraki gunler aglamasa da biraz buruk ayriliyorduk ama ilk haftanin sonunda beni operek ve ogretmeninin yanina gidip bana el sallayarak veda etmeye basladi. Cocuklarin sagi solu belli olmaz ama simdilik alisti diyebilirim.
Dil konusu tabiki zor oluyor, ama zamanla alisip ogrenicek. Okula baslamadan once ona anlatmistim okulda baska bir dil konusuldugunu, Turkce bilmediklerini, onun da ilk basta anlamayacagini ama zamanla ogrenip onlar gibi konusacagini. Simdilerde hergun yeni bir kelimeyle okuldan geliyor, butun gun okulda sessiz durmanin acisini onu okuldan aldigim andan itibaren iki dakika susmayarak cikartiyor. Kendi kendine uydurmasyon bir dil yaratti, aralara ogrendigi flamanca kelimeleri serpistiriyor ve bak ben de flamanca konusabiliyorum diyor :) Hatta flamanca sarki bile soyluyor :) Arada biraz yaraticiligini kullanip yeni kelimeler uydursa da cok tatli oluyor. Dun mesela gunlerden persembeydi ve Ela durduk yerde "donderdag" (flamancada persembe) dedi. Arkasindan cumayi atlayip zaterdag (cumartesi) ve sonra da kendi uydurdugu zondag(pazar) yerine "zonderdag" dedi, cok gulduk :)
Simdilik yavas ogrense de sonunda evde basimiza flamanca uzmani kesilir kesin, o yuzden flamanca kursuna tam gaz devam :)
Foto: Havalar bir haftadir cok guzel burda, hep 20-25 derecelerde ama ondan once boyle kis modunda mont-bot seklinde gezmeye baslamistik...
En son okulun ilk gununu cok iyi gecirdigimizi yazmistim. Evet Ela okulun ilk gunu aglamadi ama ikinci gun okul koridorlari inledi resmen. Onu oracikta o sekilde birakmak zorunda olmak beni de cok fena yapti tabiki. Yolda sonra evde bir posta da ben agladim ve hemen home schooling olaylarini arastirmaya basladim :) Yok o kadar da degil tabi de neden okula veriyoruz ki, ben evde yetistiririm cocugumu moduna girdim. Evde 5 dk kadar aglayip sizladiktan sonra yeniden okula gitmeye karar verdim. Daha once annem burdayken okulun yaninda sote bir yer bulmustuk, ordan Ela'nin sinifini kesmeye karar verdim. Gittim ama Ela gorunmuyordu, zaten otlarin arasindan zar zor sinifin yarisi goruluyor. Herkes yere oturmus ogretmenleri de sarki soyluyordu. En azindan aglama sesi yok diye sevinip eve dondum. Bu arada ben o sote yerden gizlice sinifi gozetlerken etrafta beni goren birkac kisi deliymisim gibi bakti bana. Turkum ben bakmayin oyle dicektim, Turkiye'de olsaydik simdi butun anneler burdan sinifi kesiyor olurdu diye dusundum :) Burda sinifi mudurun odasindan gizli kamerayla izlemek gibi seyler de yok, oysa ki nasil merak ediyorum butun gun orda neler yaptigini, nasil davrandigini...Kiyafetine gizlice kucuk bir kamera yerlestirmek gibi projelerim var aslinda :)
Ben onun neler yaptigini merak eder dururken okulun 3.gunu aksami hayatimizin ilk veli toplantisina davet edildik. Saat saat neler yaptiklarini gun icinden cekilmis fotograflarla gosterdi ogretmenleri, bizim de biraz olsun merakimiz gecti tabi.
Sonraki gunler aglamasa da biraz buruk ayriliyorduk ama ilk haftanin sonunda beni operek ve ogretmeninin yanina gidip bana el sallayarak veda etmeye basladi. Cocuklarin sagi solu belli olmaz ama simdilik alisti diyebilirim.
Dil konusu tabiki zor oluyor, ama zamanla alisip ogrenicek. Okula baslamadan once ona anlatmistim okulda baska bir dil konusuldugunu, Turkce bilmediklerini, onun da ilk basta anlamayacagini ama zamanla ogrenip onlar gibi konusacagini. Simdilerde hergun yeni bir kelimeyle okuldan geliyor, butun gun okulda sessiz durmanin acisini onu okuldan aldigim andan itibaren iki dakika susmayarak cikartiyor. Kendi kendine uydurmasyon bir dil yaratti, aralara ogrendigi flamanca kelimeleri serpistiriyor ve bak ben de flamanca konusabiliyorum diyor :) Hatta flamanca sarki bile soyluyor :) Arada biraz yaraticiligini kullanip yeni kelimeler uydursa da cok tatli oluyor. Dun mesela gunlerden persembeydi ve Ela durduk yerde "donderdag" (flamancada persembe) dedi. Arkasindan cumayi atlayip zaterdag (cumartesi) ve sonra da kendi uydurdugu zondag(pazar) yerine "zonderdag" dedi, cok gulduk :)
Simdilik yavas ogrense de sonunda evde basimiza flamanca uzmani kesilir kesin, o yuzden flamanca kursuna tam gaz devam :)
Foto: Havalar bir haftadir cok guzel burda, hep 20-25 derecelerde ama ondan once boyle kis modunda mont-bot seklinde gezmeye baslamistik...
1 Eylül 2011 Perşembe
Okullar acildi...
Haziran ayindaki 1 haftalik okul maceramizdan sonra Ela bugun yeniden okullu oldu. Haziranda okula basladiginin 5.gunu artik tam da alismis gozukurken aniden tatile gitmemizle okul konusu yarim kalmis oldu. En azindan Eylul'de basladiginda daha kolay alisir, nasil bir yere gidecegini biliyor vs diye kendi kendime telkinlerde bulunsam da yaz tatili boyunca Ela daha cok anneci oldu. Antalya'dayken bir an beni goremese panik bir sekilde aradi ve tek basima hicbir yere gitmeme izin vermedi. Her yere ama her yere ben de gelicem diye tutturdu. Eyvah yandik, bu okul isi Eylul ayinda cok daha zor olucak galiba diye dusunerek okullarin acilmasini bekledim.
Belcika'da okullar 1 Eylul'de aciliyor, tarih yaklastikca ufaktan ufaktan Ela'ya yaz tatilinin bitmek uzere oldugunu, yeniden okullu olacagini hatirlattim hep. Daha once de cok hevesli gorunuyordu ama okula basladiginin 3.gunu cok zor ayrilmistik, yine oyle olur diye endise ediyordum. Dun aksam yatirmadan yeniden anlattim, yarin sabah okula gidecegiz vs diye. Sabah gozunu acar acmaz "yarin oldu mu, okul acildi mi?" diye sordu :) Beraber hazirlanip gittik, okula ilk girince biraz buruklasti ama belli etmemeye calisti, ayni sekilde ben de tabi. Haziranda gittiginde benimle hic vedalasmak istememisti, bu sefer vedalastik guzel guzel opustuk ve ayrildik.
Oglen almaya gittigimde ogretmeni cok iyiydi, hic aglamadi dedi. Beni gorur gormez koptu o ayri ama, butun gun kendini tutmus kuzucuk. Yolda yururken "hic aglamadim ben okulda bugun, ama bahceye cikmistik o zaman gozlerim aglamak istedi ama aglamadim" dedi. Bunu duyunca benim aglayasim geldi esas, buyuyor ve duygularini boyle ifade etmeye calismasi oyle tatli ki...
Bakalim yarin ve onumuzdeki hafta nasil gecicek...
Foto: Evrim teyzesine bir turlu poz vermeyen Ela :)
29 Ağustos 2011 Pazartesi
Yoksa ogle uykulari bitiyor mu?
Gercekten tam da basliktaki gibi hissediyorum, amanin yoksa ogle uykulari bitiyor mu seklindeyim. Oglenleri 1,5 saatlik bir uyku molasi bana da dinlenmek ve biraz da kendimle kalmak icin cok iyi geliyordu, o uyurken sakince ictigim bir fincan kahve bile bir baskaydi valla.
Ama bir suredir oglenleri uyutmakta zorlaniyordum, bir turlu uyumak istemiyor ama yatmaya ikna olunca da her zamanki gibi 1,5 saatlik ogle uykusunu yapiyordu. Bu sefer demek ki hala ogle uykusuna ihtiyaci var diye dusunuyordum. Fakat su son iki haftadir gezegen gibi gezdigimizden nerde ve saat kacta uykusu gelirse orda uyudu ve hepten duzeni sasti cocugun. Bu arada iki hafta boyunca sadece iki gun ogle uykusu saatinde evdeydik, birinde uyudu ama digerinde epey bir kriz yasadiktan sonra bir turlu uyumadi. Boyle olunca ben de oglen uykularini kaldirmaya karar verdim. Tabi bu arada ogleden sonraki huysuzluklar (ya da arizalar mi desem)ve enerji patlamalari (evet Ela'nin uykusu cok gelince mahsunlasip sakinlesmek yerine enerji patlamasi yasiyor, nereye tirmanacagini kosturacagini bilemiyor)tavan yapiyor. Gunun en zor saatleri aksamustleri oluyor, o uykudan onceki son iki uc saati de hasarsiz ve uykuya yenik dusmeden atlatabilirsek ne ala, aksam 7.30 sabah 7.30 seklinde guzel bir uyku duzeni oluyor. Boylece aksamlari erkenden yatmis oluyor. Ama gun icinde hic ara vermemek de benim icin zor ve yorucu oluyor dogrusu.
Persembe gunu okullar aciliyor ve orda uyuyacagi konusunda suphelerim oldugundan belki boyle erken yatip erken kalkma duzenine simdiden alismasi daha da iyi olur gibime geliyor aslinda. Bakalim onumuzdeki gunler nasil olucak...
Foto: Cok sevdigim bu fotografta Ela atesler icinde aslinda, babasinin kucaginda otururken "Babacim uyucam galiba" dedi ve bir dakika sonra uyuyakaldi...
Ama bir suredir oglenleri uyutmakta zorlaniyordum, bir turlu uyumak istemiyor ama yatmaya ikna olunca da her zamanki gibi 1,5 saatlik ogle uykusunu yapiyordu. Bu sefer demek ki hala ogle uykusuna ihtiyaci var diye dusunuyordum. Fakat su son iki haftadir gezegen gibi gezdigimizden nerde ve saat kacta uykusu gelirse orda uyudu ve hepten duzeni sasti cocugun. Bu arada iki hafta boyunca sadece iki gun ogle uykusu saatinde evdeydik, birinde uyudu ama digerinde epey bir kriz yasadiktan sonra bir turlu uyumadi. Boyle olunca ben de oglen uykularini kaldirmaya karar verdim. Tabi bu arada ogleden sonraki huysuzluklar (ya da arizalar mi desem)ve enerji patlamalari (evet Ela'nin uykusu cok gelince mahsunlasip sakinlesmek yerine enerji patlamasi yasiyor, nereye tirmanacagini kosturacagini bilemiyor)tavan yapiyor. Gunun en zor saatleri aksamustleri oluyor, o uykudan onceki son iki uc saati de hasarsiz ve uykuya yenik dusmeden atlatabilirsek ne ala, aksam 7.30 sabah 7.30 seklinde guzel bir uyku duzeni oluyor. Boylece aksamlari erkenden yatmis oluyor. Ama gun icinde hic ara vermemek de benim icin zor ve yorucu oluyor dogrusu.
Persembe gunu okullar aciliyor ve orda uyuyacagi konusunda suphelerim oldugundan belki boyle erken yatip erken kalkma duzenine simdiden alismasi daha da iyi olur gibime geliyor aslinda. Bakalim onumuzdeki gunler nasil olucak...
Foto: Cok sevdigim bu fotografta Ela atesler icinde aslinda, babasinin kucaginda otururken "Babacim uyucam galiba" dedi ve bir dakika sonra uyuyakaldi...
28 Ağustos 2011 Pazar
Maraton gibi
Son iki haftadir sesimiz solugumuz cikmiyor neden, cunku Tr'den arkadaslarimiz gelmisti. Esim de yillik iznini alinca hep beraber guzel bir tatil yapmis olduk. Belcika'nin konumu dolayisiyla bircok sehire 2-3 saatlik mesafedeyiz. Dolayisiyla hemen hemen hergun bir baska yerdeydik. Aksamdan planlar yapildi, sabah erkenden kalkilip Paris, Amsterdam, Koln, Brugge vs seklinde gezdik durduk. Aksamlari eve geldigimizde her ne kadar yorgunluktan bitap dussek de gec saatlere kadar muhabbetler uzadi gitti. Resmen maratonda gibiydik ama guzeldi. Elos da bu durumdan cok memnundu, bol bol gezdi. Bu arada 1 Eylul'de de okullar aciliyor, bakalim nasil olucak yeniden alisma surecimiz...
Daha sonra yine yazicam ama simdilik sadece bir ses verip buralardayiz demek istedim.
Foto: Paris cafe'lerinde keyfi gicir olan Elos :)
9 Ağustos 2011 Salı
Bu mudur? Budur!
Ela dogmadan once, hani hamileyken baska baska seyler soyleyip tam tersini yaptigimiz zamanlar var ya, hah iste o zamanlar "ben bebegime mutlaka bir uyku arkadasi edindirecegim, boylece uykuya cok daha kolay gecicek" derdim. Saniyorum ki bebege birkac uyku arkadasi olabilecek oyuncak sunucaz, o artik kendince birini hep secicek hoop bir de bakmisiz onsuz yapamaz olmus! Bunu zannettigim donem amerikan filmlerindeki gibi bebegi yataga koyup muzikli donencesini de acinca uyuyacagini zannetigim donem. Biraz safmisim heralde :)
Hicbir zaman boyle olmadi tabiki. Ela muzikli donencenin sesiyle hic uyumadigi gibi hicbir zaman bir uyku arkadasi da secmedi kendine. Daha dogrusu benim dusundugum gibi bir arkadas secmedi. Ilk yil emerek uyudugu icin bir degil iki arkadasi birden vardi :) Ben ne zaman ona uygun bir oyuncak versem, bununla uyuyabilirsin desem de o her seferinde benim verdiklerimi atarak bana geri verdi. Yok anladim bu cocuk anne kokusu istiyor deyip bir tisortumu yanina koymuslugum bile var ama yok o da olmadi. Tam artik umidimi kesmis ve kendimin uyku arkadasi oldugumu kabullenmistim ki birden Lili bebegi her yere bizimle gelir oldu. Lili de kocaman tas gibi sert bir kafasi olan bebek, eh be cocugum sece sece bunu mu sectin desem de fayda etmedi. Bizimki arkadasini secmisti bir kere, son iki aydir kendi kendine uyumaya baslamasiyla beraber uyku arkadasi daha bir onem kazandi tabi. Ela nereye Lili oraya...
Bir gece Ela tam dalmisti ki telsizden tak diye bir ses geldi, arkasindan da aglama sesi. Kosarak yukari ciktim, meger Lili'yle kafalari tokusturmuslar :) Lili kafami acitti diye diye agliyordu. O zaman yumusak bir seyle yatsan daha iyi olur dedim ve gidip icerden o ilk zamanlar icin sectigim uyku arkadaslarindan birini getirdim :) Ondan sonraki geceler Ela yatmadan once kitabini secerken bir de odasindan o gece kiminle yatacagini da seciyordu :) Fakat yine de tek bir arkadasi yoktu yani.
Pazar gunu Ela arkadasi Demir'le beraber sinemaya gidip Sirinler'i izledi.. Babalari ve cocuklari sinemaya gonderip biz anneler disarda bir cafede oturup kahvelerimizi icip sakin sakin sohbet etmenin tadini cikarttik. Ilk yaridan sonra Ela bunalmis ve cikmak istemis. Onlari almaya gittigimizde Ela'nin elinde minicik bir Sirine vardi, orda dagitmislar ve cok sevmis. Filmi izlerken de her kiz cocugu gibi en cok Sirine'yi sevmis, surekli babasina onu gostermis. Ha bu arada Sirine demiyor Siriniye diyor, Kibariye gibi heheheh :))) Bakti biz her seferinde duzeltiyoruz sirin demeye basladi kisaca, ama bazen dalip yine siriniye cikiyor agzindan :)
Pazar gununden beri Sirine'yi elinden bir an olsun birakmadi, hatta onunla uyumak istedi.Ben artik bu siriniyeyle uyucam dedi. Iyi guzel de minicik Sirine'yi uykuda elinden dusuruyor sonra da bulamiyor, gecenin bir vakti "annne sirinim nerde" diye de beni uyandiriyor. Gecenin karanliginda samanlikta igne arar gibi yatakta sirineyi ariyoruz. Oysa ki uyku arkadasi edindirme projeme gore beni hic uyandirmamasi gerekiyordu, uyansa bile uyku arkadasina sarilip uykusuna devam edecekti. Bugun ilk is gidip sarilabilecegi boyutta bir sirine alicaz, du bakalim o zaman nolcak....
Not: Yukaridaki fotograf Sirine'nin boyutu hakkinda biraz fikir veriyordur heralde :)
Hicbir zaman boyle olmadi tabiki. Ela muzikli donencenin sesiyle hic uyumadigi gibi hicbir zaman bir uyku arkadasi da secmedi kendine. Daha dogrusu benim dusundugum gibi bir arkadas secmedi. Ilk yil emerek uyudugu icin bir degil iki arkadasi birden vardi :) Ben ne zaman ona uygun bir oyuncak versem, bununla uyuyabilirsin desem de o her seferinde benim verdiklerimi atarak bana geri verdi. Yok anladim bu cocuk anne kokusu istiyor deyip bir tisortumu yanina koymuslugum bile var ama yok o da olmadi. Tam artik umidimi kesmis ve kendimin uyku arkadasi oldugumu kabullenmistim ki birden Lili bebegi her yere bizimle gelir oldu. Lili de kocaman tas gibi sert bir kafasi olan bebek, eh be cocugum sece sece bunu mu sectin desem de fayda etmedi. Bizimki arkadasini secmisti bir kere, son iki aydir kendi kendine uyumaya baslamasiyla beraber uyku arkadasi daha bir onem kazandi tabi. Ela nereye Lili oraya...
Bir gece Ela tam dalmisti ki telsizden tak diye bir ses geldi, arkasindan da aglama sesi. Kosarak yukari ciktim, meger Lili'yle kafalari tokusturmuslar :) Lili kafami acitti diye diye agliyordu. O zaman yumusak bir seyle yatsan daha iyi olur dedim ve gidip icerden o ilk zamanlar icin sectigim uyku arkadaslarindan birini getirdim :) Ondan sonraki geceler Ela yatmadan once kitabini secerken bir de odasindan o gece kiminle yatacagini da seciyordu :) Fakat yine de tek bir arkadasi yoktu yani.
Pazar gunu Ela arkadasi Demir'le beraber sinemaya gidip Sirinler'i izledi.. Babalari ve cocuklari sinemaya gonderip biz anneler disarda bir cafede oturup kahvelerimizi icip sakin sakin sohbet etmenin tadini cikarttik. Ilk yaridan sonra Ela bunalmis ve cikmak istemis. Onlari almaya gittigimizde Ela'nin elinde minicik bir Sirine vardi, orda dagitmislar ve cok sevmis. Filmi izlerken de her kiz cocugu gibi en cok Sirine'yi sevmis, surekli babasina onu gostermis. Ha bu arada Sirine demiyor Siriniye diyor, Kibariye gibi heheheh :))) Bakti biz her seferinde duzeltiyoruz sirin demeye basladi kisaca, ama bazen dalip yine siriniye cikiyor agzindan :)
Pazar gununden beri Sirine'yi elinden bir an olsun birakmadi, hatta onunla uyumak istedi.Ben artik bu siriniyeyle uyucam dedi. Iyi guzel de minicik Sirine'yi uykuda elinden dusuruyor sonra da bulamiyor, gecenin bir vakti "annne sirinim nerde" diye de beni uyandiriyor. Gecenin karanliginda samanlikta igne arar gibi yatakta sirineyi ariyoruz. Oysa ki uyku arkadasi edindirme projeme gore beni hic uyandirmamasi gerekiyordu, uyansa bile uyku arkadasina sarilip uykusuna devam edecekti. Bugun ilk is gidip sarilabilecegi boyutta bir sirine alicaz, du bakalim o zaman nolcak....
Not: Yukaridaki fotograf Sirine'nin boyutu hakkinda biraz fikir veriyordur heralde :)
5 Ağustos 2011 Cuma
En Sevdigim An'lar #1
En sevdigim anlardan biri Ela'nin uykuya daldigi ve benim mis gibi sicacik kahvemi alip kendimle basbasa kalip sessizce ictigim andir, hic bitmesin isterim...
29 Temmuz 2011 Cuma
Hamileyken birseyi cok yersek ne olur?
Hani bizde kahvaltida simit-pogaca neyse bu Avrupalilarda da kruvasan o. Buraya ilk geldigimiz zamanlardi, aman ne bulurlar bu kruvasanda da yagli yagli bisey derdim. Ilk uc sene boyunca belki bir kere yemisimdir, o da belki. Hamilelikte hic oyle aserme gibi seylerim olmadi benim, guya gecenin bir yarisi canim sunu istedi diye gondericektim esimi disari ama yok istemedi valla :) Fakat bir sabah markete gitmistim ekmek alirken burnuma guzel kokular geldi, kafami cevirmemle onceden cok yagli buldugum kruvasanlar gozume citir citir gozuktu. Hemen aldim ve daha marketten cikmadan bitirdim :) O gunden sonra butun hamileligim boyunca kruvasanla savas verdim resmen. Haftada uc gun sabahlari yuzmeye gidiyordum, havuzdan cikip markete ugrayip kruvasan almamak icin zor tutuyordum kendimi, hatta cogunlukla da tutamiyordum. En cok da o kruvasandaki yaglar yuzunden midem yanardi da ona yanardim, yanmasa kac tane yicektim allah bilir...
Dogumdan sonra duzeldim neyse ki, yine severim kruvasani tabi ama hamilelikte oldugu kadar duskun degilim diyelim. Simdi de Ela oyle duskun, kruvasan gormeye dayanamiyor resmen. Markete gidince illa kruvasan istiyor, sabahlari bazen babasini biz ise birakiyoruz donuste mutlaka kruvasan diye tutturuyor. Araba koltugunun ici her daim kruvasan kirintilariyla dolu. Neyse ki kruvasan yalnizca sabahlari olur dedik de gun icinde tutturunca bu sekilde vazgecirebiliyoruz. Bu aksam da tam uykuya dalacakken bana seslendi gittim baktim kruvasan dedi! Eh iste hamile hamile yersen o kadar kruvasani boyle olursun dedim kendi kendime...
12 Temmuz 2011 Salı
Orgaaaanik
Gecen sene basladim bizim bahcenin yan tarafinda orgaaaaanik tarim yapmaya :) Ilk denememizdi ama yine de fena degildik. Domates, marul, ispanak, cilek yetistirmistik. Ela daha yeni yeni konusuyordu ama bahcedeki cilekleri gosterip gosterip "ham ham" derdi. Burda yazmisim zaten cileklerimizi
Bu sene daha tecrubeliydik, annemin de kendi elleriyle bahcemi hazirlamis olmasi bizim icin bulunmaz bir seydi tabi. Oyle olunca urun cesitliligini de arttirdik tabi. Gecen sene domatesten memnun kalinca daha cok domates ektik havalar da guzel gidince erkenden kizarmaya basladi kiraz domateslerim. Dalindan koparma hatrina Ela da domates yiyiyor boylece, yoksa marketten alip getirdiklerimin yuzune bakmiyor.
Marulu bahceden hemen koparip salataya dogramak ve citir citir yemek gibisi yok dedik ve su guzel renkli marullardan ektik.
Renk demisken yine renkli renkli biberlerimiz olsun salatalarimizi daha da renklendirsinler diye paprika diktik. Kirmizi ve sari olanlar daha buyumedi, beklemedeyiz. Onumuzdeki sene carliston biber de ekicem bu sene atlamisim. Burda ancak Turk marketinde bulunabiliyor, elimizin altinda olsun citir citir onlardan da yiyelim.
Salataliklar ilk denememdi merak ediyorum, minik minik cikmaya basladilar bile. Bunlarin disinda semizotu ektim bir kere Ela'ya yemek bir kere de salata yaptim, o da buralarda pek bulunmayan birsey. Cilek ektik yine gecen senekilere ilaveten ama bu sene Ela'dan pek firsat bulup da bahce cilegi yiyemedik. Hergun bahcede tirim tirim cilek arayip kizarani mideye indirdi :)
Bol bol roka salatasi yapiyoruz bir de, biz kopardikca yenileri cikiyor, pek memnunuz kendisinden. Ve henuz yemeye baslamadigimiz pirasalarla ispanaklar var. Pirasalar daha tam olmadi, ispanaklari da gecen hafta ektik Ela'yla bakalim onlar ne zaman cikacak.
Ela da baya kendini gelistirdi, bugun arkadasiyla beraber bahceden domates koparmislar. Arkadasi tam kizarmamis domateslerden birini koparmis Ela da ona akil veriyordu "ama bu daha kirmizi degil, karnin agrir" diye :)
Bu sene daha tecrubeliydik, annemin de kendi elleriyle bahcemi hazirlamis olmasi bizim icin bulunmaz bir seydi tabi. Oyle olunca urun cesitliligini de arttirdik tabi. Gecen sene domatesten memnun kalinca daha cok domates ektik havalar da guzel gidince erkenden kizarmaya basladi kiraz domateslerim. Dalindan koparma hatrina Ela da domates yiyiyor boylece, yoksa marketten alip getirdiklerimin yuzune bakmiyor.
Marulu bahceden hemen koparip salataya dogramak ve citir citir yemek gibisi yok dedik ve su guzel renkli marullardan ektik.
Renk demisken yine renkli renkli biberlerimiz olsun salatalarimizi daha da renklendirsinler diye paprika diktik. Kirmizi ve sari olanlar daha buyumedi, beklemedeyiz. Onumuzdeki sene carliston biber de ekicem bu sene atlamisim. Burda ancak Turk marketinde bulunabiliyor, elimizin altinda olsun citir citir onlardan da yiyelim.
Salataliklar ilk denememdi merak ediyorum, minik minik cikmaya basladilar bile. Bunlarin disinda semizotu ektim bir kere Ela'ya yemek bir kere de salata yaptim, o da buralarda pek bulunmayan birsey. Cilek ektik yine gecen senekilere ilaveten ama bu sene Ela'dan pek firsat bulup da bahce cilegi yiyemedik. Hergun bahcede tirim tirim cilek arayip kizarani mideye indirdi :)
Bol bol roka salatasi yapiyoruz bir de, biz kopardikca yenileri cikiyor, pek memnunuz kendisinden. Ve henuz yemeye baslamadigimiz pirasalarla ispanaklar var. Pirasalar daha tam olmadi, ispanaklari da gecen hafta ektik Ela'yla bakalim onlar ne zaman cikacak.
Ela da baya kendini gelistirdi, bugun arkadasiyla beraber bahceden domates koparmislar. Arkadasi tam kizarmamis domateslerden birini koparmis Ela da ona akil veriyordu "ama bu daha kirmizi degil, karnin agrir" diye :)
10 Temmuz 2011 Pazar
Neden Olmasin?
Gecenlerde Ela'yla disari cikacaktik, kapida tam ayakkabilarimizi giyerken bir de baktim Ela gunes gozlugunu almis takiyor. Dayanamadim ve "Ela'cim ama bugun hic gunes yok ki, hatta yagmur yagiyor gozlugunu takmaya gerek yok" dedim.
Ela da " Tamam iste ben de gozume yagmur gelmesin diye takicam zaten" dedi!
Sonra dusundum de neden olmasin?
Hosuma gitti, ne guzel bir bakis acisi bu boyle :)
Ela da " Tamam iste ben de gozume yagmur gelmesin diye takicam zaten" dedi!
Sonra dusundum de neden olmasin?
Hosuma gitti, ne guzel bir bakis acisi bu boyle :)
5 Temmuz 2011 Salı
Haftanin Rukusu
Kimdi hatirlamiyorum ama bir arkadasim bir keresinde " Ela da kendi kiyafetlerini secmeye basladi mi?" diye sormustu, yooo demistim ben de. Sen misin onu diyen, kisa bir sure sonra bizimki de basladi sabah kalkar kalkmaz ne giysem diye dusunmeye!
Gardrobunun kapagini acabilmeye baslamasiyla durum daha da vahim bir hal aldi. Gunde en az 3 kez kiyafet degistiriyoruz. Bir kere kendisi tam bir etek-elbise hastasi. Firfirli ucusan eteklere bayiliyor. Bir ara iyice abartti geceleri pijamasinin ustune etek de giyiyordu, eskaza etegini giymeyi unutmussa filan gece uyanip etegim diye agliyordu. Ben de durumu kabullenmisim aksamlari pijama giydirirken hangi etegini giyiceksin diye sormaya baslamistim. Simdilerde araya tatilin girmesiyle gece etekle uyuma olayini unutmus sanirsam, normal normal pijamayla yatiyor.
Ama sabah kalkar kalkmaz etek giycem demeyi de ihmal etmiyor. Ustune de garip garip kombinasyonlar yapiyor. Bu ustteki fotograf dun sabahki haliydi, oglen uykusuna kadar bu sekilde dolasti :) Kafada cicekli tac, ustunde kalin sweatshirt(dun hava 30 dereceydi), altinda tayt onun ustunde 1 yas dogumgununde giydigi 9-12 ay firfirli etegi vee topuklu prenses terlikleri! Suri Cruise mi olucak basima nedir?! Tutturdu prenses terligi diye. Hep yok mok onlar sana gore degil diyorduk hatta bilhassa babasi kesinlikle karsiydi boyle seylere :) Ama gecen gun yan komsunun Ela'yla yasit kizi bu tarz bir ayakkabiyla gelince Ela hayran oldu gene. Tutturdu ben de giycem diye, kizla ayakkabilari degistirdiler, Lili Ela'nin normal terliklerini giyerken bir de baktim bizimki coktan topuklu terlikleri giymis sanki yillardir topukluyla yururmus gibi yuruyor. Sevincten agiz da kulaklarda tabi. Neyse biraz giydi ama Lili'yi sarmadi tabi Ela'nin siradan terlikleri 5 dakika sonra kendi terliklerini istedi. Ela da vermem diye tutturdu mu bi guzel. Biz babasiyla hadi madi diye ikna etmeye calisiyoruz ama ne mumkun. Hep biz Ela'yla pazarlik yapicak degiliz ya, eline firsat gecen Ela hemen babasina gitti ve aynen soyle dedi: "Tamam cikaricam ama bana da alalim bu terlikten" Sonra da sesini biraz daha yukselterek "Bu benim ihtiyacim!" dedi. Biz tabi birbirimize bakakaldik ve tamam diyebildik sadece.
Sonuc olarak ertesi gun gidip benzer terliklerden biz de edindik. Ela cok mutlu tabi, evin icinde tikir tikir dolaniyor bu terliklerle. Ona kalsa disari da bunlarla cikicak ama bunu tahmin ettigimden sadece evde giymek icin aliyoruz bu terlikleri ona gore deyip almistim. Allahtan terlikler cok da rahatsiz, bir sure giydikten sonra "ayaklarim acidi cikaricam" deyip cikariyor :))
Gardrobunun kapagini acabilmeye baslamasiyla durum daha da vahim bir hal aldi. Gunde en az 3 kez kiyafet degistiriyoruz. Bir kere kendisi tam bir etek-elbise hastasi. Firfirli ucusan eteklere bayiliyor. Bir ara iyice abartti geceleri pijamasinin ustune etek de giyiyordu, eskaza etegini giymeyi unutmussa filan gece uyanip etegim diye agliyordu. Ben de durumu kabullenmisim aksamlari pijama giydirirken hangi etegini giyiceksin diye sormaya baslamistim. Simdilerde araya tatilin girmesiyle gece etekle uyuma olayini unutmus sanirsam, normal normal pijamayla yatiyor.
Ama sabah kalkar kalkmaz etek giycem demeyi de ihmal etmiyor. Ustune de garip garip kombinasyonlar yapiyor. Bu ustteki fotograf dun sabahki haliydi, oglen uykusuna kadar bu sekilde dolasti :) Kafada cicekli tac, ustunde kalin sweatshirt(dun hava 30 dereceydi), altinda tayt onun ustunde 1 yas dogumgununde giydigi 9-12 ay firfirli etegi vee topuklu prenses terlikleri! Suri Cruise mi olucak basima nedir?! Tutturdu prenses terligi diye. Hep yok mok onlar sana gore degil diyorduk hatta bilhassa babasi kesinlikle karsiydi boyle seylere :) Ama gecen gun yan komsunun Ela'yla yasit kizi bu tarz bir ayakkabiyla gelince Ela hayran oldu gene. Tutturdu ben de giycem diye, kizla ayakkabilari degistirdiler, Lili Ela'nin normal terliklerini giyerken bir de baktim bizimki coktan topuklu terlikleri giymis sanki yillardir topukluyla yururmus gibi yuruyor. Sevincten agiz da kulaklarda tabi. Neyse biraz giydi ama Lili'yi sarmadi tabi Ela'nin siradan terlikleri 5 dakika sonra kendi terliklerini istedi. Ela da vermem diye tutturdu mu bi guzel. Biz babasiyla hadi madi diye ikna etmeye calisiyoruz ama ne mumkun. Hep biz Ela'yla pazarlik yapicak degiliz ya, eline firsat gecen Ela hemen babasina gitti ve aynen soyle dedi: "Tamam cikaricam ama bana da alalim bu terlikten" Sonra da sesini biraz daha yukselterek "Bu benim ihtiyacim!" dedi. Biz tabi birbirimize bakakaldik ve tamam diyebildik sadece.
Sonuc olarak ertesi gun gidip benzer terliklerden biz de edindik. Ela cok mutlu tabi, evin icinde tikir tikir dolaniyor bu terliklerle. Ona kalsa disari da bunlarla cikicak ama bunu tahmin ettigimden sadece evde giymek icin aliyoruz bu terlikleri ona gore deyip almistim. Allahtan terlikler cok da rahatsiz, bir sure giydikten sonra "ayaklarim acidi cikaricam" deyip cikariyor :))
1 Temmuz 2011 Cuma
Kisa bir tatilin ardindan...
Okuldaki ilk haftayi tamamlar tamamlamaz bavullarimizi hazirladigimiz gibi anneaneyle birlikte Antalya'ya uctuk. Ilk iki gunu Burdur'da benim dedemin Ela'nin buyukdedesinin evinde gecirdik. Dedemin Ela'ya aldigi civciv irileriyle(!) Ela pek mutluydu, gece gunduz onlari besledi. Biz de bu esnada bahceden henuz yeni yeni olmaya baslamis kirazlari mideye indirdik. Ucuncu gunumuzde Antalya'ya gectik. Anneanne ve buyuk anneanneye ilaveten babane ve kuzen de gelince aile saadeti yasadik. Bir hafta sonra babamiz da gelince kadro tamamlandi.
Belcika'da hic dag gormedigimizden Ela Toroslari gorup gorup "anne bak dag" dedi, ben de "evet Ela'cim Heidi bu daglarda yasiyor buyukdedesiyle birlikte" deyince, daglara karsi daha bir sempati duydu tabi. Antalyada iki hafta boyunca hergun denize girdik, marsik gibi olduk geldik :) Ela bir suru ilk yasadi. Ilk defa denize girdi (aslinda 8 aylikken azcik ucundan sokmustuk denize ama pek anlayamamisti) Cok heyecanlandi, ilk iki gun denizin icinde kolluk ve simitine ragmen kucagimdan inmedi. Ucuncu gun kucagimdan indi ama elimi simitinden cektigim an "annneeee" diye bagiriyordu. Sonraki gunlerde rahatladi tabi, hatta o kadar rahatladi ki son gunlere dogru "anne ben uzaklara gidicem kendi basima" bile diyordu :)
Plajda yan sezlongda siyah mayolu kadini ben sandi ve arkasindan gidip kadina sarildi. Kadin da bir an ne tepki verecegini bilemedi ve tepkisiz kaldi, 2 dakika kadar kadina ben diye yapisik kaldi, ben de bu arada hic sesimi cikarmadan yandan izliyordum. Ben sandigi kadinin karsisindaki kadin konusmaya baslayinca duruma uyandi. Sok oldu ve hemen bana kostu sonra da "neden ben seni karistirdim anne" dedi. Gercekten neden karistirdin Ela'cim tatil boyunca hergun kadini suzdum durdum ben o kadar sisman miyim diye! :))
Ilk defa lunaparka gitti, donme dolabi gorunce inanamadi, hele bir de donme dolaba binince agzi acik etrafi izledi, cok hosuna gitti. Sonra herseye binmek istedi, lunaparktan donerken "antalyayi sevdim" dedi :)
Sicaktan miydi neydi hicbirsey yememeye karar verdi. Ya hic yemek yemeyip ac gezdi, ya da kuru ekmek-simit gibi hamur isiyle beslendi. Yemek yoksa ekmek,biskuvi-dondurma vs de yok kuralim orda islemedi. Plajda simitciyi her gorusunde simit istedi. Kuzeni Yagiz abisiyle beraber hemen hemen hergun dondurma yedi. Midye dolma bile yedi ve hatta cok sevdi. Neyse ki eve donunce yeniden ayari verdik de duzeldi. Normal yemek de yiyor hatta bu aksam bizzat kendisi pirasa istedi. Yemek yoksa baska birsey de yok kuralini bir kez daha belledi :)
Gitmeden birgun once cok ateslendi, gece surekli kustu ama ertesi gune toparladi. Antalyadaki son gunumuzde de bir oksuruk musallat oldu. Buraya gelince iyice artti, ates de eklenince antibiyotik verdi dr :( Simdi oksuruk tam olarak duzelmese de halsizlik-ates vs yok. Bu arada biz de fenayiz, burnum tikali bogazim agriyor su an :( Nasil bu kadar usutebildik anlamadim valla...
Antalya'daki ilk haftamizda hava superdi 30 derecelerdeydi, ikinci hafta 39-40in altina dusmedi. Sicaktan bayilmak uzereydim, buranin serin havasini ozledik. Fakat buraya gelip de ucaktan inince havanin antalyadan da sicak oldugunu gorunce pek hos bir surpriz yasadik. 37 dereceydi! Neyse ki iki gun sonra dustu gene, bugun iyiydi 20 derece civari...
Tatilden kisa kisa notlarimiz bu sekilde, bir sonraki yazida okul konusuna geri doniciiim...
Belcika'da hic dag gormedigimizden Ela Toroslari gorup gorup "anne bak dag" dedi, ben de "evet Ela'cim Heidi bu daglarda yasiyor buyukdedesiyle birlikte" deyince, daglara karsi daha bir sempati duydu tabi. Antalyada iki hafta boyunca hergun denize girdik, marsik gibi olduk geldik :) Ela bir suru ilk yasadi. Ilk defa denize girdi (aslinda 8 aylikken azcik ucundan sokmustuk denize ama pek anlayamamisti) Cok heyecanlandi, ilk iki gun denizin icinde kolluk ve simitine ragmen kucagimdan inmedi. Ucuncu gun kucagimdan indi ama elimi simitinden cektigim an "annneeee" diye bagiriyordu. Sonraki gunlerde rahatladi tabi, hatta o kadar rahatladi ki son gunlere dogru "anne ben uzaklara gidicem kendi basima" bile diyordu :)
Plajda yan sezlongda siyah mayolu kadini ben sandi ve arkasindan gidip kadina sarildi. Kadin da bir an ne tepki verecegini bilemedi ve tepkisiz kaldi, 2 dakika kadar kadina ben diye yapisik kaldi, ben de bu arada hic sesimi cikarmadan yandan izliyordum. Ben sandigi kadinin karsisindaki kadin konusmaya baslayinca duruma uyandi. Sok oldu ve hemen bana kostu sonra da "neden ben seni karistirdim anne" dedi. Gercekten neden karistirdin Ela'cim tatil boyunca hergun kadini suzdum durdum ben o kadar sisman miyim diye! :))
Ilk defa lunaparka gitti, donme dolabi gorunce inanamadi, hele bir de donme dolaba binince agzi acik etrafi izledi, cok hosuna gitti. Sonra herseye binmek istedi, lunaparktan donerken "antalyayi sevdim" dedi :)
Sicaktan miydi neydi hicbirsey yememeye karar verdi. Ya hic yemek yemeyip ac gezdi, ya da kuru ekmek-simit gibi hamur isiyle beslendi. Yemek yoksa ekmek,biskuvi-dondurma vs de yok kuralim orda islemedi. Plajda simitciyi her gorusunde simit istedi. Kuzeni Yagiz abisiyle beraber hemen hemen hergun dondurma yedi. Midye dolma bile yedi ve hatta cok sevdi. Neyse ki eve donunce yeniden ayari verdik de duzeldi. Normal yemek de yiyor hatta bu aksam bizzat kendisi pirasa istedi. Yemek yoksa baska birsey de yok kuralini bir kez daha belledi :)
Gitmeden birgun once cok ateslendi, gece surekli kustu ama ertesi gune toparladi. Antalyadaki son gunumuzde de bir oksuruk musallat oldu. Buraya gelince iyice artti, ates de eklenince antibiyotik verdi dr :( Simdi oksuruk tam olarak duzelmese de halsizlik-ates vs yok. Bu arada biz de fenayiz, burnum tikali bogazim agriyor su an :( Nasil bu kadar usutebildik anlamadim valla...
Antalya'daki ilk haftamizda hava superdi 30 derecelerdeydi, ikinci hafta 39-40in altina dusmedi. Sicaktan bayilmak uzereydim, buranin serin havasini ozledik. Fakat buraya gelip de ucaktan inince havanin antalyadan da sicak oldugunu gorunce pek hos bir surpriz yasadik. 37 dereceydi! Neyse ki iki gun sonra dustu gene, bugun iyiydi 20 derece civari...
Tatilden kisa kisa notlarimiz bu sekilde, bir sonraki yazida okul konusuna geri doniciiim...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)