26 Aralık 2010 Pazar

Emzirme Reformu Mimi

0 comments
1) Türkiye’de ilk altı ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranı sizce yüzde kaç? (*)
Dusuk oldugunu tahmin ediyordum cunku cevremde gordugum duydugum ilk 6ay dolmadan ek gidaya baslatan cok anne vardi. Ama acikcasi %30 filandir saniyordum, 1.3 oldugunu gorunce sasirdim!

2) Siz bebeğinizi ne kadar süre anne sütü ile beslediniz?
15 ay besledim.

3) Kaç ay doğum izni kullandınız?

O donemde calismadigim icin boyle bir durum olmadi.

4) Yasal süt izninizi kullanabildiniz mi?



Bkz. soru 3. Ama calistigim donemlerde isyerindeki arkadaslarimin ya haftanin birgununu izinli gecirerek ya da aksamlari isten erken cikarak sut izinlerini kullandiklarini hatirliyorum.
 
5) Emzirdiğiniz ya da süt iznini kullandığınız için iş yerinde mobbing (tepki, işi bırakmanız için baskı) ile karşılaştınız mı?



Bkz. soru 3

(6) Bebeğinizi toplum içinde, dışarıda emzirmeniz gerektiğinde sıkıntı yaşadınız mı?

Hayir hic yasamadim, istedigi her yerde emzirdim. Hatta bir haftasonu Koln'e gezmeye gitmistik, Ela slingin icindeydi fakat surekli aglayip duruyordu, bir turlu sakinlestiremedik. En sonunda baktim olmuyor o sirada yakinda rahatca emzirebilecegim biryer de yok, oturdum kaldirima ve emzirdim. Ela sakinlestikten sonra da rahatca gezimize devam ettik.

7) Emzirme konusunda desteğe ihtiyacınız oldu mu? Gerek emzirme danışmanlığı, gerekse psikolojik olarak yeterince destek bulabildiniz mi?


Hem de cok destege ihtiyacim oldu. Ela dogdugu zaman emmeyi bir turlu beceremedi, memeyi tam olarak kavrayamiyordu. Kavrasa bile iki kere cektikten sonra uyuyakaliyordu. Dogdugunun ikinci gunu de sarilik oldu zaten. Hastanedeki doktor ve ebeler emmeyle ugrasacak vakit yok, bir an once bolca sivi alip sariligi vucudundan atmasi gerekli dediler. O yuzden hem sutumu sagip verdik, hem de formul sutle destekledik. Fakat uyanik oldugu her an emmeyi unutmasin diye surekli emzirmeyi denedim ama maalesef Ela biberona alismisti bir kere. Hastanede benimle beraber saatlerce ugrasti ebeler yeniden memeden emmeyi ogrenebilsin diye. Sariligi da gectikten sonra formul sutu kestik, ve artik acelemiz yok diye sutu yalnizca memeden verdik. Eve dondugumuz ilk gece cok zordu. Sabaha kadar uyumadi(k), karni ac emmek istiyor ama bir turlu beceremiyordu. Yine de biberonla degil siringayla verdik sutu. Bu arada memelerde cok sut biriktiginden Ela'nin memeyi kavramasi da iyice guclesiyordu. Her emzirme oncesi sutumu sagarak memeyi yumusatiyordum, boyle boyle emmeyi yeniden ogrendi. Hastanedeki ebeler, o gunlerde bizde olan kayinvalidem, sik sik bilgisayar basinda oturup agladigim ablam o gunlerde cok destek oldu bana.

8) Emzirdiğiniz süre boyunca etraftan “sütün yetmiyor, mama ver, bu çocuk meme emmek için çok büyük” şeklinde baskı gördünüz mü?
Hayir gormedim, yurt disinda yasadigim icin sansliydim bu konuda.

9) Emzirme Reformu’nu biliyor musunuz? Sizce Emzirme Reformu neden gerekli?

Evet biliyorum. Ulkemizde dogum izni gercekten cok az, bebekler daha cok anneleriyle birlikte olmali, ilk 6 ay gercekten yalnizca anne sutu alabilmeliler...

10) Emzirme Reformu’nu web sitesinde desteklediniz mi? Destek olmak için www.emzirmereformu.com adresindeki formu doldurmanız yeterli.

Destekledim.

Emzirmek gercekten ilk baslarda cok zor, bizde oldugu gibi ememeyen bebekler, memeleri sutten sizlayan anneler, gogus ucundaki yaralar, biraz sabir gerekiyor yalnizca sonra bir de bakiyorsunuz ki insan emzirdigini bile unutuyor. Aylik doktor kontrollerinde bebeginizin yalnizca sizin sutunuzle buyudugunu gormek ise inanilmaz gurur veriyor insana.

Ben de eger cevaplamak isterlerse Hulya'yi, Senem'i ve k.i.s.d 'yi mimliyorum.
Yukarıdaki soruları yanıtladıktan sonra, veri takibi yapabilmek açısından yazınızın linkini bilgi@emzirmereformu.com adresine gönderiniz.

(*) Türkiye’de ilk altı ay sadece anne sütü alan bebeklerin oranı yüzde 1,3. (Kaynak UNICEF Türkiye). Annelerin yüzde 98′i doğumdan sonra emzirmeye başlıyor, fakat ilk iki aydan sonra genel emzirme sorunları veya işe başladıklarında yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle emzirmeyi ve anne sütüyle beslemeyi sonlandırabiliyorlar.

24 Aralık 2010 Cuma

Kizima Mektup*

4 comments

Kizima Mektup*

Canim kizim, guzel kizim



adi denizden gelen kizim


buyukler dunyasina hosgeldin


ne kadar ictendin biliyormusun


degiseceksin


ogretecegiz sana okumayi yazmayi


iyi olmayi


ancak karsilastirmak yok


yazilanlar soylenir


cunku hemen fark edeceksin


canim kizim guzel kizim


adi denizden gelen kizim


koza gibi gizlenmeyi gosteririz insana


uc bes deney yeter inan


hele bir sev bir insani


yetmiyecek kutuphanaler falan


anlatacaklarini goreceksin


canim kizim guzel kizim


adi denizden gelen kizim


diyecegiz sana insan haklari


o gun sakin acma gazeteleri


diyecegiz sana kardeslikten baristan


dakikada binler oluyor acliktan


demeyecegiz tabi


en ozgur gelismis ulkeler


en siki silah tuccarlari


onu artik sen bulacaksin


canim kizim guzel kizim


adi denizden gelen kizim


daha guzel dunya vermek isterdim sana


ancak ben de bulmadim


bes on sarki yazdim sadece


hayata yeni sarkilar lazim


sen de oyle yap


yasayacaksin

canim kizim guzel kizim


adi denizden gelen kizim


* Bulent Ortacgil'in kizi Ege icin yazdigi sarki. Dinlemek icin tik

22 Aralık 2010 Çarşamba

Roma tatili

5 comments
Cumartesi geceyarisi Roma'dan donduk, yorgunluktu, flamanca kursuydu derken ancak bugun firsat bulup da yazabiliyorum. Gidis yolculugumuz gayet guzel gecti, Ela ve Demir ucakta guzel guzel oturdular ve kitap okudular. Zaten iki saatlik yolculuktu cabucak gecti (ayni seyi donus yolculugu icin soyleyemicem ama) Roma'ya gidiyoruz, sozde Belcika'dan daha sicak olmasini bekliyoruz, fakat gidince gorduk ki acayip bir soguk var. Olsun dedik, cocuklari siki siki giydirdik ve otele esyalarimizi biraktiktan sonra Piazza Navona'ya gitmeye karar verdik. Roma'da pusetle toplu tasima kullanmak tam bir eziyet, iki pusetle otobuse girince herkes bize garip garip bakti, cunku arka kapinin orayi tamamen kapatmis olduk...Otobus tiklim tikis doldu, tam istanbul'da gibi hissettik. Bu arada Roma gezimiz boyunca gordugumuz puset sayisi da 5'i gecmez heralde, nerde bu cocuklar gezmiyolar mi hic dedik durduk.

Soguga ragmen donuste yurumeye karar verdik, boylece sehri daha iyi gorecegimizi dusunduk, zaten sonrasinda da hep yuruduk nerdeyse.
Ikinci gun erkenden kalkip Vatikan'a gittik. Acikcasi bu kisimdan biraz supheliydim, cocuklari orda nasil oyalicaz diye dusunuyordum. Sansa Demir uyuyakaldi, ama Ela'da pek uyuyacak goz de yoktu. Pusetinde durmak istemeyince basladi gezmeye ve tek tek heykelleri incelemeye :) Yine orda hediyelik esya satan bir yerden cocuklara oyuncak fotograf makinesi almistik, o bizi kurtardi valla. Ela o kadar cok sevdi ki yeni oyuncagini, butun tatil boyunca boynundan cikartmadi. Bizim fotograf cektigimizi gordukce o da heykellerin onunde durup fotograf cekti kendince :) Makinesini duz tutmayi babasi bir turlu ogretemediyse de Ela cok eglendi :) Vatikan ise cok etkileyiciydi, gidilip gorulmeli gercekten. Saskinliktan ve hayranliktan agzimiz acik gezdik...Ciktigimizda kar yagiyordu! Roma'ya en son gecen subatta, ondan da once 1980lerde bir kere kar yagmis. Italyanlarin dedigine gore Vatikan'da karli bir fotograf cektiysek sansliymisiz! aman ne sans ne sans! Yine Vatikan'in orda karnimizi lezzetli italyan makarnalariyla doyurduktan sonra yola ciktik, ciktigimizda bu sefer de yagmur yagiyordu. Olsun yuruyelim, gezelim-gorelim dedik ve butun sehri gezdik nerdeyse. Son olarak Asiklar Cesmesinin oraya ulastigimizda yagmurdan sucuk gibi olmustuk :) Ama gelenegi bozmadik, biz de dilek dileyip havuza paralari attik. Hatta Ela'ya da verdik, o da atti :) Otele ulastigimizda pacalarimizdan sular damliyordu, o derece yani...
 
Son gun uyandigimizda yagmur yagmadigini gorunce sevindik, Collesium icin yola ciktik. Ela ve Demir orda da kosturup butun enerjilerini attilar. Hava yagmursuz olmasinin disinda bir de piril piril gunesliydi cok sevindik. Son olarak Roma kalintilarini da gezerken yuruyecek ve puseti itecek gucumuz kalmamisti artik. Zaten donus saatimiz de yaklasiyordu. Yine karnimizi pizzalarla doyurduktan sonra yola cikicaktik ama,  ben Roma dondurmasi yemeden surdan suraya gitmem deyince bir de dondurma yiyelim dedik. Yedik yemesine de artik havanin soguklugundan miydi, yoksa yedigim yer mi pek iyi degildi neydi bilemedim ama oyle aman aman bir sey de degildi yani.
Havaalanina ulastigimizda Paris ucaginin hava kosullarindan dolayi iptal edildigini duyunca heyecan yaptik, ya bizimki de iptal edilirse diye. Neyse ki 20 dakika gecikme yaziyordu sadece, bekledik bekledik ve 1 saat gecikmeyle ucaga bindik, indigimizde Belcika da bembeyazdi. Pusetlerimiz bagaja verildiginden gecenin 12sinde bir de 1,5 saat bagaj bekledik ve cok sinir olduk. Cocuklar kucaklarimizda uyuyakaldi, eve ulastigimizda saat 2.30du! O kadar yorgunlugun ustune, donus yolculugu da eklenince tam oldu yani. Iki gunde anca attik yorgunlugumuzu ama Roma gercekten cok cok guzeldi. Mevsim olarak yanlis zamanda gitmis olsak da cok begendim, gezerken hep buraya baharda gelmek vardi dedim durdum. Neyse belli mi olur, belki daha guzel bir havada yine gideriz...
Posted by Picasa

15 Aralık 2010 Çarşamba

Roma Yolcusu Kalmasin :)

7 comments
Bundan 3-4 hafta once yaklasan noel tatili nedeniyle Ryanair'le en ucuz nereye gidebiliriz acaba diye oturmus arastiriyordum ki roma cikti karsima :) Italya hep gitmek istedigim bir yerdi, kismet bu zamanaymis. Hemen karar verildi, Evrim'lere de soralim bakalim gelirler mi bizle acaba dedik ve gorduk ki onlar dunden hazirlarmis :) Hemen aninda biletler alindi, otel rezervasyonu yapildi 16 aralik icin gun sayilmaya baslandi.

Normalde Ela'yla yolculuk oncesi cok telas yaparim ben, yanima ne alsam nasil oyalasam ucakta diye dusunur dururum yazmistim zaten bunu daha once. Bu sefer hic dert etmedim, nasil olsa Demir var zaten iki saat oyalanirlar beraber dedim :) Bakalim nasil gecicek iki kuzuyla tatilimiz, donuste guzel anilar ve fotograflarla burda gorusmek uzere.Yarin iki cocukla beraber Roma'yi yakmaya gidiyoruz biz :)

9 Aralık 2010 Perşembe

Bu siralar Ela'nin sevdigi oyunlar/ oyuncaklar

10 comments
Ayilari giydirmek- Uyku zamani yaklasinca Ela'yi ust kata cikartip yatmaya hazirlamak giderek zorlasiyor. Ama hadi gel yukari cikip ayilari giydirelim deyince genelde ise yariyor ve tipis tipis yukari cikiyor benimle. Ayilara pijamalari giydirip iyi uykular dedikten sonra Ela da pijamalari giyip yatmaya ikna oluyor genelde. Yine de son zamanlarda olumsuz cumle kurmaktan cok hoslanan Ela, hadi gel ayilari giydirelim deyince bazen niyetimi anliyor ve ayilari giydirmicem ve uyumicam diyor. ( Ayilari giydiricez vee uyucaz diyorum cunku ben genelde)
Dugme oyunu- Ilk defa daha hamileyken yegenim Defne'de gorup cok begenmistim bu oyuncagi, renk renk dugmeler ve dugmelerin gecebilecegi sekilde de bir plaka var,altina resimi koyup uygun renklerdeki dugmeleri ilgili yerlere yerlestiriyorsunuz. Ela cok severek oynuyor. Bizim dugmeli oyuncak hakkinda detayli bilgi icin tik



Puzzle yapmak- Puzzle'lara ilgisi biraz gec oldu, ama simdilerde cok seviyor. Icinde 4 parcalik yapbozlar olan bir kitap almistim, onceleri pek beceremese de simdi hemen yapiyor. 6-9 parcali puzzle alip deneyesim var bu ara...





Meyve-sebze kesmek- Gercek meyve sebzeler degil tabi. Bunu da yine Defne'de gorduk yazin ve baktim Ela cok ilgilendi biz de aldik hemen. Hergun cikartip birbirine cirtcirtlarla yapistirilmis ahsap meyve-sebzeleri yine ahsap bir bicakla kesiyor. Bu sayede bicak kullanmayi da iyice ogrendi. Bizimkinin linkini bulamadigim icin cok benzer olan bir baska meyve-sebze seti icin de buraya tik tik

Elisi faaliyetleri- Resim yapmaktan farkli birsey deneyelim derken ufak ufak sanatsal faaliyetlere yoneldik. Cok da guzel oldu, gecenlerde bir tane ananeye bir tane de babaneye yilbasi agaci yaptik agaclarin uzerini stickerlarla susledik ve postaya verdik, surpriz olucak. Sabahleyin yapistiriciyi bulmus yanima geldi, kagit yapistirmaca oynayalim diye :))



2 Aralık 2010 Perşembe

Kis Manzaralari

8 comments
Kis geleli epey olmustu zaten de, bu haftanin basindan beridir de bir kar yagisidir gidiyor. Once pek tutmadi, sonra oyle bi yagdi ki dun, tam kartopu oynayacak kadar oldu artik. Biz de Elos'la bu firsati degerlendirip sabah kalvaltidan sonra kalin kalin giyinip attik kendimizi disari.
Hava da oyle aman aman soguk degildi, kar yumusacik pamuk gibiydi valla, cok eglendik.
Karda el izi yapmaca oynadik, hic basilmamis karlara basip birbirimize kartopu attik.
En sonunda da karin ustunde yattik yuvarlandik :))
 
Sabah annemle konustum, Antalya 20 dereceymis saka mi bu?! Biz burda karlar altinda kalmisken olucak is mi yani...Evet eglendik, karda oynadik filan ama yine de zor yerler buz, eve hapsolduk bir an once erirse karlar sevinicem...
Posted by Picasa
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
 

Ela ve annesi... Copyright 2008 All Rights Reserved Baby Blog Designed by Ipiet | All Image Presented by Tadpole's Notez

Web Analytics